Fransız yazar Antoine de Saint-Exupery’ nin yazdığı Küçük Prens kitabını çoğumuz biliriz. Çocuk kitabı olarak çıkan lakin her yaştan insana hitap eden, dokunabilen bir kitaptır bu eser. Hikaye, bir pilotun Büyük Çöl olarak anılan bir yerde(neresi olduğu bahsedilmemiştir) uçağının düşmesi ve ana karakterimiz Küçük Prens ile tanışmasıyla başlar. Sonraları ise her yaştan insana dokunan güzel diyaloglar çıkar karşımıza. Peki Büyük Çöl’ de karşımıza çıkan bu uzay gezgini nereden geldi? Tabi ki kendi gezegeninden yani Asteroit B-612′ den. Peki buraya gelene kadar gezdiği diğer gezegenler? Birçok gezegeni gezerek geliyor dünyamıza Küçük Prens ve bir Uzay gezgini olarak karşılaşıyor pilotumuzla. Şimdi de bu küçük gezginin geldiği ve yolculuğu boyunca uğradığı gezegenleri tanıyalım.

Resim 1: Uzay Gezginimiz Küçük Prens
Asteroit B-612
Küçük Prens’ in kitabın birçok köşesinde içtenlikle anlattığı gezegeni aslında bir gezegen değil, bir Asteroit’ tir ve yazarımızın iddia ettiği üzere 1909 yılında bir Türk gök bilimcisi tarafından keşfedilmiştir. O dönemdeki gök bilimcilere bakarak bu gök bilimcinin Ahmet Ziya Akbulut(1868-1918) veya Fatih Gökmen(1877-1955) den biri olduğu varsayımında bulunabiliriz. Lakin bu gök bilimcinin, raporunu Uluslararası Gök Bilimciler Kurultayı’ na sunmuş olmasına rağmen, başında fes ve ayağında şalvar var diye sözüne kulak asılmadığını söyler yazarımız ama 1920 yılında, aynı Avrupalılar gibi giyinen bu gök bilimci Kurultay’ a geldiğinde bütün üyeler görüşlerine katılmıştır. Tabi ki bu bize yazarın sunduğu hikayelerden biri. Asıl önemli olan bu gezegenin bize neler anlattığı. Peki yukarıdaki bilgileri niçin verdim? Çünkü biz büyükler sayılarla, değerlerle çok fazla ilgileniriz. Halbuki bu gezegen bir günde farklı köşelerine gidildiğinde 44 kez gün batımı izlenebilen muazzam bir yer. Sandalyenizi birazcık oynatarak o güzel gün batımını 44 kez izlediğinizi düşünün. Fakat ne kadar güzel olursa olsun her çocuğun içinde olan keşfetme duygusu Küçük Prensimizi de yola çağırıyordu. Belki merak, belki kendini eğitmek veya belki de boş zamanlarını değerlendirmek için yola çıkmaya ve bir Uzay gezgini olmaya çağırıyordu onu içindeki dürtü. Çevresinde birçok Asteroit vardı, tıpkı kendisininki gibi ama gittikçe görecekti ki aslında hepsi birbirinden çok farklıydı.

Resim 2: Asteroit B-612
Kralın Gezegeni
Kürklü ve kırmızı giysiler içinde, süssüz ama görkemli bir tahta kurulmuş bir kral karşıladı Küçük Prens’ i ilk durağında. Aslında hiçbir şeyin kralı olan bir kral. Ama tüm galaksinin kontrolünün kendisinde olduğuna inanan bir kral. Bir tacı vardı ve bir tahtı lakin hiçbir tebaası olmadan nasıl kral olabilirdi? Merak etmeyin Küçük Prens de bu soruları soruyordu kendi cümleleri ile. Otoritesinden taviz vermeyen bir kraldı bu fakat Küçük Prens’ e sadece onun yapmak istediği şeyleri emredebiliyordu. Belki de daha fazlasını yaptırmaya gücünün yetmeyeceğini bildiğinden böyle yapıyordu veya sadece iyi bir kral olduğu için kimbilir. Küçük Prens ayrılmak istediğinde kalmasını, Adalet Bakanı olmasını istemişti kral ve bu belki de en zor görevdi çünkü bu gezegende yargılayabileceği tek kişi yine Küçük Prens’ in kendisiydi ve bu gerçekten dünyanın en zor göreviydi. Şüphesiz herkes için. Fakat başka yerler görmeliydi Küçük Prens, burada kalamazdı.

Resim 3: Kralın Gezegeni
Kendini Beğenmişin Gezegeni
Yoluna devam ederken komik şapkalı ve şık kıyafetli birini gördü. Gezegeninin ortasında tek başına duruyordu. Kendini beğenmiş biriydi bu adam ama doğrusunu söylemek gerekirse Küçük Prens daha komik bulmuştu burayı. Yeni hayranım! diye karşıladı konuğunu. Küçük Prens’ in soruları veya herhangi bir şeyle ilgilenmiyordu. Tek ilgilendiği övülmek, alkışlanmak ve takdir edilmekti. Övgüler dışında kulaklarını başka her şeye kapamak üzücü bir şey olsa gerek. Çünkü Küçük Prens gezegenden ayrıldığında hiçbir şeyi kalmayacaktı bu kendini beğenmiş adamın. Şapkası ve şık kıyafeti dışında.

Resim 4: Kendini Beğenmişin Gezegeni
Sarhoş’ un Gezegeni
3. durağına geldiğinde ise boş ve dolu bir sürü şişenin arasında içen bir sarhoşla karşılaştı Küçük Prens. Peki ne için içiyordu sarhoş? Cevap Küçük Prens’ imizi çok şaşırtmıştı. Utancını unutmak için içiyordu. Peki niçin utanıyordu? İçmekten. Bir döngüye girmişti adeta ve kimbilir kaç yıl daha böyle devam edecekti. Belki tüm içkileri bitecekti, belki de tüm şişeleri kırılacaktı. Bunun gibi birçok soru kalmıştı geride, Küçük Prens gezegeni terk ederken. Belki de bir gün başka biri gelir hayatını tümden değiştirirdi veya o kişi kendisi olurdu.

Resim 5: Sarhoş’ un Gezegeni
İş Adamı’ nın Gezegeni
Gezdiği üç gezegenden sonra epey yorulmuştu Küçük Prens ama yorulmadan hesap yapan biriyle karşılaştı burada. Çok meşgul bir iş adamıydı bu ve önünde bir dolu hesaplamalar. Hiç vakti yok gibiydi bu adamın, sürekli yıldızları sayan çünkü onların sahibi olduğunu düşünen bir adamdı. Hiç gitmediği o parıltıları sadece sayıyordu. Size sayabildiğiniz kadar 1 dolar versem ne zamana kadar alırsınız? Galiba bu adam sonsuza kadar, ölene kadar almak isteyecekti. Küçük Prens’ imizin sorularına cevap verecek vakti dahi yoktu. Zengin olmak için sürekli çalıştığını söyleyen adamın, tüm bu yıldızlara sahip olmanın onu zengin yapacağını ancak zengin olduğunda yapmak istediği tek şeyinde daha fazla yıldız satın almak olduğunu söylüyordu. Belki de Forrest Gump ile tanışması gerekiyordu bu adamın. İnsana yetecek para bellidir demesi gerekiyordu. Ayrıca yıldızlar için durmadan çalıştığını söyleyen bu adamın aslında hiçbir yıldıza bir faydası da yoktur. Küçük Prens artık buradan çok uzaktaydı ama hâla adamın ne kadar tuhaf olduğunu düşünüyordu ve çok yorulmuştu.

Resim 6: İş Adamının Gezegeni
Bekçi’ nin Gezegeni
İlerlerken gözüne dakikada bir yanıp sönen bir ışık çarptı. Belki bir yardım çağrısı belki de başka bir şey ama içindeki merak dürtüsü esir aldı Küçük Prens’ i. Bu yanıp sönen ışığa yaklaştığında ise şimdiye kadar gördüğü en küçük gezegenin üzerinde bir sokak feneri gördü. Bir de feneri dakika başı yakıp söndüren bir bekçi. Bekçi eskiden işinin daha kolay olduğunu, daha çok dinlendiğini söylemişti. Peki niye sürekli bu işi yapıyordu? Bu şekilde yapıyordu? Bir yönetmeliğe uyuyordu bu bekçi, nedenini hiç düşünmeden, hiç sorgulamadan. Eskiden daha yavaş dönen bu gezegende günler daha uzundu fakat artık daha hızlı dönüyordu gezegen. Peki yönetmelik? Maalesef gezegen değişse de yönetmelik sabit kalmıştı çünkü bazı şeylerin kesin, değişmez bir kuralı olduğunu düşünür büyükler. Belki de Küçük Prens yerine “Dünya değişiyor ve biz de onunla birlikte değişmek zorundayız.” diyen Vikingler dizisinden Ragnar Lothbrok gelmeliydi buraya kimbilir. En azından bu adam kendinden başka bir şey ile ilgileniyor diye düşünüyordu küçük prens Uzay’ ın karanlığında yeni bir gezegene doğru yol alırken. Peki acaba bu sefer onu nasıl bir yer ve daha önemlisi kim bekliyordu?

Resim 7: Bekçi’ nin Gezegeni
Coğrafyacı’ nın Gezegeni
Bekçi’ nin küçük gezegeninden sonra çok büyük gelmişti burası. Diğerlerinden 10 kat büyük olan bu gezegende masa başında çalışan bir Coğrafyacı ile tanıştı Küçük Prens. Bu adam bütün dağları, çölleri, denizleri kaydediyordu çünkü bunlar kalıcı şeylerdi. Ancak kalıcı şeylerin kitaplara girebileceğini söylemişti Küçük Prens’ e. Lakin gezegeni hakkında bir bilgisi yoktu. Dediğine göre kaşifler ona gelir gördükleri yerleri anlatır, kendilerini inandırmak için de kanıtlar sunardı. Ancak bu şekilde kalıcı olurlardı. Peki ya kimse gelmezse? O zaman yaptığı şeyin ne değeri kalır ki. Birinin ona gelmesinden ziyade önce çevresini sonra diğer yerleri keşfetmeli insan. Tıpkı Küçük Prens gibi ama büyükler maalesef böyle. Oturarak her şeyi öğrenebileceklerine inanırlar çünkü yorulmaktan korktuklarından buna inanmak isterler. Öğrenmek istedikleri şeyleri kendileri araştırmak yerine başkalarının anlatmasını, kanıtlamasını isterler. Bu yüzden anlamıştı Küçük Prens burada daha fazla duramayacağını. Peki daha nereye gidebilirdi? Oldukça yorulmuştu. Dünya! dedi Coğrafyacı. İyi ün kazanmış bir gezegendir.

Resim 8: Coğrafyacı’ nın Gezegeni
Dünya
Küçük Prens’ in Pilot ile karşılaştığı yerdi burası. Ziyaret ettiği yedinci ve son gezegen. Gezdiği diğer gezegenleri düşündü Prens ama burası çok daha büyüktü. Burada 111 kral 7 bin coğrafyacı 900 bin iş adamı 301 milyon kendini beğenmiş, 7 buçuk milyon sarhoş ve elektrik icat edilmeden önce sokak lambalarını açıp kapamaktan sorumlu 462,511 bekçi bulunuyordu. Peki niye bu rakamlar? Çünkü büyükler niceliklerle uğraşmayı sever. İşte Küçük Prensimiz ile Pilot’ un hikayesi de tam burada başladı. Bizim gezegenimiz Dünya’ da. Peki neler oldu burada neler yaşandı? Gerisini cevaplamak size düşüyor çünkü burası artık Dünya ve bundan sonra anlatabileceklerim benim dünyam ve benim hikayelerimden öteye geçemez. Fakat tek söyleyebileceğim Küçük Prensimizin en son burada gözüktüğü. Kimbilir belki de şuan henüz keşfetmediğimiz birçok yeri geziyordur. Kimbilir belki büyümüş o da bizim gibi olmuştur.

Resim 9: Dünya
Eveeet sevgili okurlar. Altı gezegen(aslına bakarsanız asteroit) ziyaret eden uzay gezginimizin son durağı gezegenimiz Dünya olmuştu. Buralara kadar nasıl geldi? Geri gezegenine döndü mü? Bunları bilmiyoruz. Elimizde sadece Pilotla yaşadığı anılar ve aşağıda gördüğünüz(Resim 10) son resmi kaldı. İnsanlar büyüdükçe düşünceleri de değişiyor ve kendilerini değiştiriyor. Çoğu zaman niçin olduğunu sorgulamadan yapıyoruz işlerimizi, Bekçi gibi. Bazen dışarıyla uğraşırken kendimizi keşfedemiyoruz, Coğrafyacı gibi. Bazılarımız öylesine çalışıyor ki zengin olmak için parayı neden kazandığını unutuyor ve tek amacı özünde hiçbir amaca hizmet etmeyecek bir parayı kazanmak oluyor, İş Adamı gibi. Çoğu zaman bir döngüde buluyoruz kendimizi ve sorunlara aradığımız çözümlerin aslında sorunları yarattığını gözden kaçırıyoruz tıpkı Sarhoş gibi. Büyük bir kısmımız ise sadece ve sadece övgülerle ilgileniyor diğer her şeyi yok sayarak ve bunu hayat amacı haline getiriyor, Kendini Beğenmiş gibi ve bir kısmımız da yönetme arzusu ile doğuyoruz. Hiç gitmediğimiz, bilmediğimiz yerleri, hiç tanımadığımız insanları yönetmek istiyoruz, Kral gibi. Okuyan her insan için bir ders veriyor Küçük Prens’ in yolculukları bize. Yolda olmanın aslında en büyük getirisi de bu belki de. Karşılaştığımız her insan sanki bir bekçi, bir kral veya bir iş adamı ve her biri ile konuştuktan sonra onları sevmesek dahi bir ders çıkarıyoruz. Bir de bir gün Küçük Prens gibi uzayı, gezegenleri gezdiğinizi hayal edin. Bu kesinlikle büyüleyici olmalı. Eğer henüz okumadıysanız, hangi yaşta olursanız olun bu ölümsüz eseri muhakkak okuyun hatta her yaşta okuyun ve inanın her yaşta farklı dersler verecek Küçük Prens size. Gökyüzüne bakın her zaman ve Küçük Prens’ in evine dönüp dönmediğini düşünün ya da bir gün onun gibi gezdiğinizi, gezebileceğimizi, öğrenebileceğimizi hayal edin. Ve her daim Uzay ile kalın.

Resim 10: Küçük Prens’ in Dünya’ da son görüldüğü an
Kaynakça
[1] Saint-Exupéry, A., Süreya, C. and Uyar, T. Küçük Prens. 1st ed. Galatasaray, İstanbul: Can Sanat Yayınları A.Ş., 2015 |